İlizarov Cerrahisi

Tarihçe

Profesör Gavriil Abramovich İlizarov 1921 yılında Kafkasya’da (SSCB) doğmuştur. Eğitimine olanaksızlıklar nedeniyle, ancak 11 yaşında başlamış; Tıp doktoru olduktan sonra Sibirya’nın Kurgan şehrinde çalışmıştır. Bulunduğu bölgede, tek ortopedist olarak çalışmış; bu nedenle çeşitli ortopedik rahatsızlıklarda farklı tedavi yöntemleri uygulamıştır. Bunlardan en önemlisi ve tüm dünyada halen özel bir öneme sahip olan “distraksiyon osteogenezi” kavramıdır. Bu teknik, ilk olarak köpekler üzerinde deneysel çalışmalar yoluyla başlamış, daha sonra insanlar üzerinde uygulanmıştır. Bu yöntemle, o güne kadar tedavisi oldukça sorunlu olan kemik kırıklarının kaynatılması, kaynamayan kırıkların tedavisi ve yanlış kaynayan kırıkların düzeltilmesi mümkün olmaktadır. Dr. İlizarov tarafından prensipleri ortaya konan bu yöntem, 1950’li yıllardan itibaren kullanılmakla beraber dünyada bilinmesi oldukça geç olmuştur. 1967 yılında olimpiyat şampiyonu bir atlet olan Valery Brumel’in problemli ve başka cerrahlarca kaynatılmayan ayak bileği kırığının, Dr.İlizarov tarafından başarılı bir şekilde tedavisi sonrasında bu yöntem tüm dünyada tanınır hale gelmiştir. 1971 yılında SSCB, Kurgan’da kendi adının taşıyan “İlizarov Restoratif Travmatoloji ve Ortopedi Enstitüsü”nü açmıştır. Bu enstitüde klinik uygulamalar yanında, deneysel çalışmalar da yapılmaktadır. 1981 yılında İtalyadan Profesör A.Bianchi-Maiocchi’nin daveti üzerine Dr.İlizarov tekniğini batı dünyasına tanıtma fırsatı bulmuştur. Böylece, bu yöntemin tüm dünyada yaygın bir şekilde kullanılması mümkün olmuştur.

Dr.İlizarov Sovyet Akademi Tıp ödülü, 3500 bilimsel yayın, 9 kitap sahibi olup, birçok kongre ve toplantıda çalışmalarını sunmuş ve tecrübelerini aktarmıştır. 1992 yılında, 71 yaşında yaşama veda ettiğinde, ortopedi dünyasına büyük bir miras bırakmıştır.

Teknik

Ekstremite uzatma ve rekonstrüksiyon teknikleri, kemik kayıplarının yerine konması ve deformite dediğimiz eğriliklerin düzeltilmesi, kaynamayan kırıkların kaynatılması gibi pek çok problemin tedavisinde kullanılmaktadır. Prensip olarak ve genellikle yöntem sirküler dediğimiz çember şeklindeki cihazlarla uygulanmakla beraber, bazen monolateral dediğimiz tek yanlı cihazlar da kullanılmaktadır.

a) Yöntem uygulanmadan önce, her iki bacağın pelvisden (leğen kemiği) topuğa kadar içerecek şekilde uzun bacak röntgenleri çekilmelidir. Bu röntgenler üzerinde ameliyat öncesi, ilgili ekstremitenin (uzvun) planlaması yapılarak eğriliğin “nasıl ve kemiğin neresinden” düzeltileceği belirlenir. Ayrıca yine bu röntgenler yardımıyla, iki bacak arasında ne kadar uzunluk farkı olduğu ve ne kadar uzatma yapılması gerektiği saptanır.

b) Hastanın röntgen üzerinde ameliyat planlaması yapıldıktan sonra, kullanılacak olan frame (ameliyat cihazı) hastanın boyuna ve bacak kalınlığına göre uygun ölçüler seçilerek hazırlanır. Frame bacağından geçirilerek röntgen çekilir. Bu şekilde hazırlanan cihazın uygun olup olmadığı belirlenir.

c) Ameliyat sırasında, önceden hazırlanmış frame vida ve teller yardımıyla kemiğe tespit edilir. Bundan sonra yaklaşık 2 cm’lik bir insizyon (kesi) ile osteotomi dediğimiz kemik kesme işlemi yapılır. Bu şekilde, neredeyse hiç kanama olmadan ve çok küçük yaralar ile ameliyat tamamlanmış olur ki; buna minimal invazif (az hasarlı) ameliyat tekniği denir.

d) Ameliyat sonrası, kesilen kemik bölgesindeki kemik hücrelerinin işleme hazır hale gelmesi için (latent dönem), genellikle 1 hafta beklenir. Daha sonra cihaz üzerindeki yardımcı elemanlarla kemik uzatılır veya eğrilik düzeltilir. Bu işlem, ameliyat niteliğine göre değişmekle beraber yaklaşık 2-3 ay sürebilir. Hastanın damar ve sinir gibi hayati yapılarının zarar görmemesi için, güvenli düzeltme ritmi uygulanır ki; genellikle yardımcı elemanlar günde 4 defa bir tam tur çevrilir.

Ameliyat sonrası rehabilitasyon

Hastalar genellikle ameliyat sonrası ertesi gün koltuk değneği yardımıyla yürütülür. Hastalara ameliyat sonrası 1.gün rehabilitasyon başlanır. Amaç, eklem hareket açıklığını korumak, kontraktür dediğimiz kas sertliklerini önlemek ve kas tonusunu normal tutmaktır. Hastalar 5-7 günlük hastanedeki bu ilk rehabilitasyon ve cihaza uyum süreci sonunda taburcu edilirler. Bu süreç kemik kaynayana ve cihaz çıkarılana kadar evlerinde veya işyerlerinde devam eder.
Kemiğin olgunlaşması ve cihazın çıkarılması
Hastalar 2-3 haftada bir poliklinik kontrollerine gelirler. Bu muayenede, cihazın bakımı ve tel/vidaların ciltteki durumu kontrol edilir. Tel ve vida bakımı hastalara her kontrolde tekrar öğretilir. Ayrıca çekilen röntgende kemiğin durumu kontrol edilir.
Eğrilik düzeltme ameliyatı yapılmışsa, genellikle 3 ayda kemik olgunlaşır ve cihaz çıkarılır. Eğer uzatma işlemi yapılıyorsa, tedavi süresi genellikle uzatılacak her bir cm için yaklaşık 1.5 ay olarak hesaplanır. Örnek olarak; bir kemiği 5 cm uzatmayı planlamışsak, toplam tedavi süremiz yaklaşık 7.5 aydır. Ancak bu süre; hastanın yaşı, genel vücut sağlığı ve kemik kalitesine göre farklılık gösterir. Özellikle sigara kullanılması bu süreyi çok uzatmaktadır. Cihaz çıkarıldıktan sonra, kemiğin tam güçlenebilmesi için, yaklaşık 1-2 ay süreyle alçı veya plastik cihaz (breys) kullandırılır.

Önemli noktalar

İlizarov cerrahisi basit görünmekle beraber, ehil ellerde yapılmadığında ve yöntem iyi uygulanmadığında, sonuç hüsran olmaktadır. Gerek ameliyat sırasında gerekse tedavi süresince Dr.İlizarov tarafından ortaya konan ilkelere uyulmadığında, komplikasyon dediğimiz hem hekim hem de hasta için üzücü problemlerle karşılaşılmaktadır.

Bu ameliyatlar, yöntemin iyi bilindiği ve uygulandığı merkezlerde ehil ortopedistler tarafından yapılmalıdır.

Hasta bu ameliyatın fayda ve zararları, olası problemleri hakkında bilgilendirilmeli ve bu ameliyata uyum sağlayamayacağı düşünülüyorsa, başka bir yöntem tercih edilmelidir.
Hasta başta tel/vida ve cihaz bakımını çok iyi yapmalı, doktoru tarafından verilen önerileri tam olarak yerine getirmelidir. Tel/vida bakımı %70 saf alkol veya %10 Betadin solüsyonları ve steril gazlı bez kullanılarak her gün yapılmalıdır. Bu materyallerin etrafında kızarıklık, akıntı ve yarada büyüme gibi enfeksiyon belirtileri görüldüğünde en kısa sürede ameliyatı yapan doktora görünmelidir.

Özellikle sigara kullanılması yeni kemiğin oluşumu ve olgunlaşmasını geciktirdiğinden kesinlikle sigara kullanılmamalıdır. Sigarayı bırakamayacak hastalarda başka bir yöntem tercih edilmelidir. Bunun dışında, hastalar genel vücut sağlığına gereken özeni göstermeli ve doktorunun önerdiği beslenme rejimine dikkat etmelidir.

Online Randevu

CAPTCHA Resmi

Bu spam önlememize yardımcı olur, teşekkürler.